Çamlıbel
ÇAMLIBEL
(MİRTU – MİRTİ – MRYTOU)
Çamlıbel ; Girne’nin 28 km güneybatısında, Girne – Güzelyurt anayolu üzerindedir . İdari statü yönünden Girne ilçesine bağlı bir “bucak”tır . Köy ; Lefkoşa , Girne ve Güzelyurt’tan gelen üç anayolun birleştiği merkezi bir noktada kurulmuştur ve tüm yolların geçtiği bir kavşak durumundadır.
Deniz düzeyinden 270 m yükseklikte olan bir tepenin düzlüğünde kurulu olan köy kuzeyde Geçitköy (Panagra) , batıda Tepebaşı (Yorgoz) , güneyde Karpaşa (Karpasia) , doğuda Hisarköy (Kambilli) ve güneydoğuda Özhan (Asomatos) köyleri ile komşudur. Köyün orjinal adı olan Mrytou’nun kaynağı ile ilgili çeşitli söylenceler vardır. Bunlardan en yaygın olanına göre köyün adı Türkçe “MERSİN” olarak bilinen “MYRTOS veya MYRTIA – myrtle” bitkisinden gelmiştir. Köyün batı kısmı tamamen mersin ağaçları ile kaplıdır ve bu bölge “Mersinlik – Mersinia” olarak bilinir.
1974’ten önce olduğu gibi günümüzde de köy halkının geçim kaynakları tarım ile küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıktır. Sulanabilen bölgelerde sulu tarım yapılmakta, sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Köy arazilerinde bulunan harup ve zeytin ağaçları da köylüye ek gelir getirmektedir. Köyde, köylünün sütünü işleyip süt ürünlerine dönüştüren bir tesis bulunmaktadır. Köyde yakın köylere de hizmet veren bir merkez ilkokulu (Çamlıbel Aysun İlkokulu), spor kulübü,çocuk parkı, futbol sahası ve polis karakolu vardır. 2011 yılı nüfus sayımında nüfusu 872 olarak saptanmıştır.
ÇAMLIBEL CAMİSİ
Köy 1974’ten önce bir Rum köyü idi . Bu nedenle köyde cami yoktu. 1974-75 döneminde Güney Kıbrıs’tan göç eden Türklerin köye yerleştirilmesinden sonra bir camiye gereksinim duyuldu ve köy meydanına yakın bir yerde bulunan boş bir arsaya cami inşa edildi . Minareli olarak inşa edilen bu cami modern bir yapıdır ve önemli bir mimari özelliği yoktur.
TARİHİ SU KEMERLERİ
Çamlıbel ile Karpaşa arasında bulunan ve bir zamanlar köy dışındaki pınar ve kuyulardan hem köye , hem de köyün en önemli yapısı olan Saint Panteleimon Manastırı’na su getirmek için inşa edilen su kemerlerinin kesin inşa tarihi bilinmemektedir . Kemerler yer yer yıkılmış olsa bile yine de çok büyük bir kısmı sağlam durumdadır. 2011 yılının başlarında ayakta kalan kemerlerin restorasyonu Lapta Belediyesi tarafından gerçekleştirilmiş ve yok olmasının önüne geçilmiştir.
KÖYÜN TARİHİ ESERLERİ
SAİNT PANTELEİMON MANASTIRI
(MONİ AGIOS PANTELEIMONOS)
Osmanlı Döneminde Mirtu köyünün büyümesinde, gelişmesinde ve sosyoekonomik yapısında önemli bir rolü olan manastır köyün doğusunda , Çamlıbel – Lefkoşa yolu üzerindedir. Manastırın inşa edildiği tarih ile ilgili kesin bir belge yoktur .
Kuruluş aşamasında Kıbrıs’ı ziyaret eden Rus gezgin keşiş Vassili Barski’ye göre manastırın inşa edildiği tarih 1735’tir. Bugünkü manastır binaları değişik dönemlerde yapılmıştır. Manastırın ana giriş kısmı ve misafir kompleksinin bir kısmının inşa tarihi 1910’lu yılların başıdır. Binaların büyük bir kısmının mimari özelliği yoktur . Fakat kilise yapısı Rönesans dönemi özelliklerini içerir . Kilise iki geçitli (koridorlu) ve kemerli bir yapıdır.
Manastır biri güneyde , diğeri ise batıda bulunan iki bina kompleksinden meydana gelmiştir. Bu komplekslerde yer alan yapıların tümünün hem zemin, hem de üst katları kemerlidir.
Manastır binaları II. Barış Harekatı’nın tamamlanmasından sonra askeri bölge içerisinde kaldı. 2000’li yılların sonlarına doğru askeri birlikler bölgeden tamamen çekildi ve manastır binaları boşaltıldı . Günümüzde kilise ve manastır binaları Lapta Belediyesi ve Vakiflar Dairesi ortaklığında tavan güçlendirme ve temizlik çalışmaları ile korunmuştur.
MARGİ (MARKİ) KİLİSE VE MANASTIRI
Maronitlere ait bir rahibe manastırı olan Marki , Çamlıbel’in 1.5 km doğusundadır. Kilise 1960 yılından önce tamamen yıkılmış ve harabe durumuna gelmiştir. Manastır binalarının ise izi bile kalmamıştır ve günümüzde temellerini bile görmek mümkün değildir. Manastır yakınındaki küçük şapel ise Maronit toplumu tarafından günümüzde de kullanılmakta ve her yıl 8 Eylül günü burada ayin düzenlenmektedir.
MAVİ KÖŞK
Çamlıbel’deki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolundaki askeri bölgede bulunan iki katlı bir yapıdır.
Köşkün tarihçesi ve geçmişi ile ilgili yazılı bir kaynak yoktur. Hatta kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Köşkte görevli askerlerin verdiği bilgilere göre köşk , İtalyan asıllı ve Kıbrıs doğumlu bir Rum olan Paolo Paolides (Pavlo Pavlidis)’e aittir . Pavlidis , Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olan Makarios’un Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak görev yaptığı dönemde, en yakın arkadaşı ve özel avukatıymış . Avukat olmasına rağmen Mafia üyesi ve Ortadoğu’nun en büyük silah kaçakçısı olduğu ve avukatlık mesleğini silah ticaretini gizlemek için seçtiği söylenmektedir. Bu nedenle köşkü; kimsenin dışarıdan göremeyeceği , ancak her tarafa hakim olan bir yerde bulunduğu için tüm çevreyi görebileceği bir yere inşa ettirdiği anlatılır .
Pavlidis’in 1974 Barış Harekatı sırasında köşkü terk ederek İtalya’ya kaçtığı söylenmektedir.
Günümüzde bu yapı “Mavi Köşk” adı altında müze olarak korunmaktadır.